Yıl 2001… Dünya’yı peşinden sürükleyen bir şeyler olduğunu televizyonlarda görüyoruz ve biz de merak ediyoruz. John Ronald Reuel Tolkien adlı bir yazarın kitabı büyük ses getirmiş ve filmi çekilmiştir. O yıllara kadar edebiyat dünyasında fantezi roman yazdığı için üvey evlat muamelesi gören J.R.R. Tolkien’in kıymeti anlanmaya başlanmıştı. Esasında ses getiren ilk film olan The Lord of The Rings: Fellowship of The Ring’in, kitabı 1954 yılında yayınlanmıştı. Ancak böylesine kıymetli bir yazarın hak ettiği değeri görmesine ömrü yetmedi ve öldükten yaklaşık 25 yıl sonra kendisinin çok büyük bir hayranı olan Peter Jackson(yönetmen)  kimsenin bu güzel kitap serisinin filmini çekmediğini görünce film için kolları sıvadı. 2001’de çıkan Yüzüklerin Efendisi: Yüzük Kardeşliği, çıktığı günden itibaren gişe rekorları kırdı milyonlarca fan edindi. Tabi bu dalgaya ben de dahil oldum. Gerçekten de Tolkien’in hayalgücünün takdire değer genişliği karşısında şaşırmamak elde değildi. Kitaplar okundu, filmler izlendi ama hala Orta Dünya’yı daha çok incelemek daha derinlemesine onu yaşamak ihtiyacı hissederken imdadımıza yeni başlayan bir gelenek yetişti: Kitaptan film, filmden oyun yapılması. Evet oyun dergilerinde yüzüklerin efendisi’nin çıkacağını görünce hangimiz heyecanlanmadık ki… Zaman ilerleyip Yüzüklerin Efendisi’ne oyun çıkarma trendi sürerken ve arka arkaya başarısız oyunların çıkması üzerine herkes umudu kesmişken The Battle for the Middle Earth çıktı. Senaryoyu baştan sonuna kadar yaşayabileceğiniz müthiş bir strateji ortamı, online destek derken bu oyun piyasada tutulan tek oyun oldu.

Yıl 2009, Pandemic Studios adlı firma bu müthiş senaryoyu TPS oyuna aktarırım diyerek bir oyun çıkardı piyasaya. Biz Yüzüklerin Efendisi fanları için tekrar gün doğmuştu. Çok şey bekliyordu herkes bu oyundan. Çünkü Pandemic Studios’un vaatleri fazlaydı.Oyuna olan merak çıkış tarihine kadar çığ gibi büyürken çıkış tarihinden itibaren birkaç hafta içinde kimse konuşmaz oldu. Sanki saman alevi gibi anlık bir parlama-sönme oldu. Şimdi yakından inceleyip acaba biz mi haksızlık yapıyoruz yoksa oyun gerçekten o kadar kötü mü görelim.

İstediğin karakteri seç beğen

Oyun kamera açısı bakımından third person shooter, sabit kamera değil ki bu birçok oyuncu tarafından sevilen bir özelliktir. Oyunda geniş bir kadroyla oynayabilmektesiniz. Bu açıdan gerçekten takdir edilmelidir. Mesela bir bölümü Rohanlı bir okçu olarak oynarken senaryodaki bir hero olarak devam edebilmektesiniz. Birkaç karakter seçeneğini yazayım:

-Archer

-Warrior

-Scout

-Mage

-Gondor Archer

Hatta senaryonun akışına göre ent bile olabiliyorsunuz ki çok eğlenceli bir özellik bu. Geniş karakter yelpazesiyle kendi kategorisindeki Yüzüklerin Efendisi oyunlarından bir adım öne geçen Conquest’te kitaptaki bütün büyük savaşlara katılabilmekteyiz. Oyunun başında açık olan campaign “War of The Ring” 8 bölümden oluşmakta:

-Helm’s Deep

-Isengard

-Mines of Moria

-Osgiliath

-Minas Tirith

-Pelennor Fields

-Minas Morgul

-The Black Gate

Bu campaign tamamlandığında “Rise of Sauron” adlı bir diğer campaign açılmakta.

Conquest, gelişmiş bir kombo sistemine sahip. Fare ve klavyenize hakim olabildiğiniz sürece abartılı  kombolar yapıp orkları doğrayabilirsiniz. Her karakter için komboların sonuçları farklı tabi. 3 çeşit atak stiliniz var:

-Light attack

-Medium attack

-Heavy attack

Ben sadece farenin sol tuşunu tıklarım kombo falan anlamam derseniz, emin olun oyunun ilk chapterini en kolay seviyede geçmeniz bile çok zor olacaktır.

Hanım kılıcın benzini bitti n’apcaz?

Oyunda senaryodan kopan kısımlar fazlalıkta. O büyülü Orta Dünya atmosferinin yer yer değiştirilmiş bir versiyonu var karşınızda.  Bunun yanında asıl gerçekle bağdaşmayan nokta, karakterlerdeki özel atak şekilleri. Zaten oyunun eleştirilere maruz kalmasının en büyük nedeni bu sistem. Bir örnekle açıklamak gerekirse bölüm başında bir Gondor askerini seçerseniz ve savaş sırasında özel atak tuşuna bastığınızda kılıç alev almaya başlıyor ve daha güçlü bir atak yapılmış oluyor. Tek vuruşta 5 tane ork öldürmeniz işten bile değil. Tabi bu özel atak hep yapılamıyor belli bir dolma süresi sonrasında kılıç tekrar alev alıyor. Kılıcın benzin göstergesi sağ alt köşedeJ

Ya da archer iken özel atakla 3lü ok atabiliyorsunuz. Peki bu Legolas’ın özelliği değil miydi ya? Bütün okçular böyle atak yapabilseydi gerçek senaryo ne hale gelirdi bir düşünün. Bu açıdan ışıklı kılıçlarıyla çocuk oyunu gibi görülen Conquest’te, düz bir asker 5 tane orku tek hamlede ekarte edebilirken bir de oyundaki kahramanları tahayyül ederseniz gerçekten müthiş bir güç çıkıyor ortaya. Örneğin Aragorn’u alıp özel yetenek tuşuna basarken tek komboda 25’e yakın ork öldürülebiliyor. Her ne kadar insanda müthiş bir tatmin duygusu yaratsa da senaryoyla uyuşmuyor ve göze batıyor.

Victory yazısını göreyim

Biraz da oyunun save sisteminden bahsedelim. İlk oynayışta kontrollerinde ne quick save var ne de menülerde save den bahsediliyor. Bunu görünce de demek ki checkpoint sistemi var ilerleyelim bakalım, checkpoint gelince çıkarım demeyin, kötü olur baştan başlarsınız. Şöyle ki oyun bölümlerden oluşuyor ve bölüm bitmeden çıkarsanız bölümün en başından başlamak zorunda kalıyorsunuz. Bu saçma özellik ciddi manada oyundaki akıcılığı etkiliyor ve oyundan soğumanıza neden oluyor.

Bölüm içinde çeşitli görevleriniz var bunları yapamazsanız yine baştan başlıyorsunuz tabi. Bu nedenle 2-3 görev yapıp kaydoldu diye çıkmak gerçekten emeklerinizin kaybolmasına neden oluyor. O nedenle “VICTORY” yazısını görene kadar oynamaya devam etmek gerekiyor. Esasında içinde gömülü bulunan bir checkpoint sistemi var. Bölüm içinde birkaç görev yapıp ilerleyip oynadığınız karakter öldüğünde  karakter seçme ekranı tekrar geliyor karşınıza ve yukarda saydığım karakterlerden birini seçip öldüğünüz sırada yapmakta olduğunuz göreve devam ediyorsunuz. Yani bir asker ölünce diğerini kontrol etmek…

Grafik

Eğer sisteminiz çok iyi değilse düşük grafiklerde kötü uzak mesafe çizimleri, çamur gibi dağlar, piksel piksel olmuş berserkerler görebilirsiniz. Ama yüksek seviyede gerçekten karakter ayrıntıları güzel bir şekilde göze çarpmakta. Sanki Pandemic Studios sadece karakterlere özenmiş. Çünkü çevreye baktığınızda 2-3 yıl önceki oyunlardan pek bir farkı yok. Çevre etkileşimi zayıf ayrıca. Önünüz boşken karşınızda görünmez engeller olabiliyor. Yeni nesil bir oyun için olmaması gerekir bu tip sorunlar. Ayrıca üstünüze 5 tane düşman gelirken tek zıplama hareketiyle üstlerinden aşabiliyorsunuz. Tamam fantezi bir kurgu var ortada da oynadığımız ırk insan ve düz asker, hero da değil. Olmasaydı keşke bu tip şeyler demekle yetiniyoruz.

Multiplayer desteği

2009’un ilk yarısında bir bir kaliteli yapımlar oyuncularla buluşurken ve çoğunda da online desteği varken Pandemic Studios yapmasa ayıp olurdu. Çünkü bir oyunun kalıcılığı çoklu oyunculuktan geçer. Single player versiyonunu 2-3 günde bitirdiğiniz bir oyunu yıllarca multiplayer oynayabilirsiniz. Conquest de bunu amaçlamış olsa gerek. Bu yüzden hem internet üzerinden hem de yerel ağlarda oynamaya imkan sağlıyor. Böylece arkadaşlarınızla bir arada Orta Dünya’yı alt üst edebilirsiniz. Tabi Conquest’in multiplayer dünyasında tutunabileceği konusunda bir şey diyemem. Bunu hep beraber göreceğiz.

Eğer The Lord of The Rings fanatiğiyseniz, alın, oynayın, eğlenin. Yalnız başta uyarayım senaryodaki sapmalar cidden rahatsız edici.